29 Eylül 2007 Cumartesi

Gümbet

Gümbet için kimileri "Bodrum'un yatak odası" diyor. Bense burayı daha çok büyük bir Panayır yeri"ne benzetiyorum.

Gümbet Bodrum'a yürüme mesafesinde bir eğlence merkezi. Bir zamanlar inlerle cinlerin top oynadığı Gümbet, zaman içinde otol motel ve tatil evleriyle dolmaya başladı. Bodrum aşırı kalabalıklaşıp, Kale'yle Halikarnas Disco arasındaki güzelim sahilde denize girilemez olunca Gümbet'e rağbet daha da arttı.

Bugün pekçok konaklama tesisisin yer aldığı Gümbet'te, sadece burada kalanlar değil. Bodrum'dan günübirlik gelenler de denize girmenin teyfini çıkarıyor.

Boydan boya uzanan halka açık plajlarında her türlü etkinliğe katılmak olası. Sörf yapabiliyor, paraşütle koyda turlayabiliyorsunuz. Buradan düzenlenen günlük turlarla çevre koyları dalaşabiliyorsunuz.

Gümbet üstelikte, tıklım tıkışlıkta Bodrum'la yarışıyor. Hatta bazı yerlerinde onu da geçiyor. Burada hemen iki dükkandan biri yeme içme üzerine iş yapıyor. Köfte ekmekten, Çin yemeklerine kadar her mideye, her keseye hitap eden onlarca kafe, restoran ve benzeri yer bulunuyor. Geri kalan dükkanlar ise giyim kuşam ve hediyelik eşya ağırlıklı işyapıyor.

Akşam üstleri buraları tam bir lunapark görünümü alıyor. Ortalık daha da bir rekleniyor. Tatili gürültü, patırdı, kalabalık, şamata olarak algılayanlara Gümbet'i öneririm.

Bardakçı sakinBardakçı koyu, Bodrum'a Gümbet'ten daha yakın olmasına karşın gerek küçük olmasından ve gerekse bir zamanlar kara ulaşımının bulunmamasından dolayı daha rafine kalabildi. Konumu buranın panayır yerine dönmesini önledi. İyi ki de öyle oldu. Burada deniz o kadar berrak ki, dibine attığınız paranın yazı mı tura mı geldiğini görebilirsiniz. Zeki Müren'in hayattayken vazgeçilmez mekanlarından Bardakçı Koyu'nu "Hem Bodrum'a iki adım ötede olayım, hem de gürültü patırtıdan nasibimi almayayım" diyenlere öneririm.

Hiç yorum yok: